Ekim 21, 2007

yeni bir gün başlıyor bugün penceremde




uykusuz geçen bir gecenin ardından yine pencerenin kenarında hemde deniz şehrimi yağmur ıslatmış üşütmüşken..bu sabah her sabahtan daha çok düşündüm.herşeyi düşündüm.kendimi,başkalarını..ben başkalarını düşünmezdim aslında.
yaptıklarımı ve yapacaklarımı düşündüm.istediklerimi,körü körüne bağlandıklarımı.hepsi bir gün benim olacak dedim içimden.öyleydi.inançlıydım penceremden bakarken
ama sonra kaç kavşakta kaza yaptığım geldi aklıma.yeni yola çıkmanın korkusu işte bundandı.daha yaralarını saramadım zaten.kaybettiklerimi geri bulamadım
kariyerimle ilgili herşeyi başaracağıma sonsuz inancım var da ya insanlarla ilişkilerim?bazen iç hesaplaşmalarımda kendimi haksız bulmuyor değilim hani ama narsistliğim bunu dışa aktarmama izin vermiyor çoğu zaman.
aslında bıraktım da uğraşmayı insanlarla.iyi niyetli de değilim artık
...işte böyle bir yerden sonra tıkanıyorum hep bu konuda.böyle de nereye kadar devam eder bilinmez.ama bütün bunları bir kenara atıp başka şeyler düşündüğümde benden ukalası benden üstünü olmuyor açıkçası.bu güven nereden geliyor hiç bilmiyorum aslında
1 ay sonra yeniden sahnedeyim ve bunun şimdiden yaşattığı heyecanı bile anlatamam.
orayı seviyorum.çünkü zamanın dinleme özürlü insanlarına kısa bir süre de olsa birşeyler dinletebiliyorsun.hoş,tiyatro seyircisi zaten bunu bilen bir kesim ama olsun yine de böyle düşünmek hoşuma gidiyor..
1 ay sonra..sahneyi ve alkışı öyle özledim ki..
bugün yeni başlıyor henüz.kötülerin olmadığı üzüntülerin buharlaşıp uçtuğu bir gün başlıyor.
geceden beri açık olan perdemin ardında,yağmur bulutlarının benim için çekildiği bir gün başlıyor penceremde,yalnız benim için..

Ekim 20, 2007

beşiktaş trabzon maçı(:

bugün gözümü hakem düdüğüyle açtım.uyku saatlerimi hala bir düzene sokamamış olduğum için saat 16.00 da zar zor uyandım.ufak kuzen açmış televizyonun sesini dedim herhalde beni stadın içine soktular öyle bir gürültü.tabii bunun maç olduğunu anlayınca ayıldım hemen. otur kalk üzül sevin derken maçın ilk yarısı bitti 2-2.
maç arasında bakkala gittik evde maç keyfinin olmazsa olmazlarını aldık tekrar oturduk koltuklarımıza.aslında önemli olan maçın son 15 dakikasıydı atılan bir gol kalecimize verilen bir kırmızı kart kaleye bobo nun geçmesi.herşeyiyle bir 2.kadıköy vakaasıydı.bir tek belli olmayan sonuçdu.hakeme bağırmalarımız küfürlerimiz çığlıklarımız koltuklara duvarlara vurmalrımız..
ve maç bitti.
2-3 beşiktaşımın galibiyetiyle bitti
tıpkı pancu vakaası gibi tıpkı kadıköy hatırası gibi bitti..
biz maçın sonucuna tezahüratlarla sevineduralım aşağıdan geçen her insan mutlaka ama mutlaka kafasını kaldırıp bizim eve bakıyormuş(:
neticeinde bir maçtı yalnızca.bize ne şampiyonluğu getirdi ne 3 puandan fazla bir puan kazandırdı.hiç kimsenin özel hayatında yaşadığı sorunları da düzeltmedi evet..
ama beşiktaş işte..
herşey ters gittiğinde tutunacak tek şeyim o.baba ocağından daha sıcak daha gerçek.biz demezmiyiz zaten "biz sevinmek için sevmedik"diye.işte tam da öyle.bu maç 3-3 de bitseydi de 4-3 bitseydi de biz beşiktaşı hala ölesiye seviyor olacaktık.
işte bu sevgidir tüm yazıdaki öznelerin "BİZ" olması..

epurr nd schwarzweiss 18:38