Ekim 20, 2007

beşiktaş trabzon maçı(:

bugün gözümü hakem düdüğüyle açtım.uyku saatlerimi hala bir düzene sokamamış olduğum için saat 16.00 da zar zor uyandım.ufak kuzen açmış televizyonun sesini dedim herhalde beni stadın içine soktular öyle bir gürültü.tabii bunun maç olduğunu anlayınca ayıldım hemen. otur kalk üzül sevin derken maçın ilk yarısı bitti 2-2.
maç arasında bakkala gittik evde maç keyfinin olmazsa olmazlarını aldık tekrar oturduk koltuklarımıza.aslında önemli olan maçın son 15 dakikasıydı atılan bir gol kalecimize verilen bir kırmızı kart kaleye bobo nun geçmesi.herşeyiyle bir 2.kadıköy vakaasıydı.bir tek belli olmayan sonuçdu.hakeme bağırmalarımız küfürlerimiz çığlıklarımız koltuklara duvarlara vurmalrımız..
ve maç bitti.
2-3 beşiktaşımın galibiyetiyle bitti
tıpkı pancu vakaası gibi tıpkı kadıköy hatırası gibi bitti..
biz maçın sonucuna tezahüratlarla sevineduralım aşağıdan geçen her insan mutlaka ama mutlaka kafasını kaldırıp bizim eve bakıyormuş(:
neticeinde bir maçtı yalnızca.bize ne şampiyonluğu getirdi ne 3 puandan fazla bir puan kazandırdı.hiç kimsenin özel hayatında yaşadığı sorunları da düzeltmedi evet..
ama beşiktaş işte..
herşey ters gittiğinde tutunacak tek şeyim o.baba ocağından daha sıcak daha gerçek.biz demezmiyiz zaten "biz sevinmek için sevmedik"diye.işte tam da öyle.bu maç 3-3 de bitseydi de 4-3 bitseydi de biz beşiktaşı hala ölesiye seviyor olacaktık.
işte bu sevgidir tüm yazıdaki öznelerin "BİZ" olması..

epurr nd schwarzweiss 18:38

Hiç yorum yok: