Aralık 05, 2010

yek

her zamanki İonia ve orada ben,ve vizelerimin bitişini kutlamak için bana eşlik eden ben.
bir bira,
bir bira daha ve bir daha.
bira.
kahkahalar,konuşmalar kocaman bir uğultu.biri geldi masaya yan masadan önümdeki tavlayı göstererek dedi ki:
-pardon,tavladan zarları alabilir miyim oynamıyorsanız ?

tartışamaya lüzum yok,YALNIZLIZLIK BUDUR CANLAR,biri gelir tokat gibi yüzünüze çarpıverir işte.

Aralık 04, 2010

dedim bile.

biraz EMPATİ mesela.
biraz SAYGI ve biraz ANLAYIŞ.bu 3 altın kuralı yerlerine oturtmadan ,bir yerlerden SEVGİnin kendi kendine çıkıp bizi bulmasını beklemek ne büyük bir ahmaklıktır.herkes için...
o zaman bu da benim "kendi kendine alınmış bir kararın gizlice uygulanmasına "verdiğim münferid cevabımdır NOKTA

Kasım 12, 2010

mesela bi günlükmüş bu.

hafta içi,
7 saat uyku.
1 saat uyanabilme süreci.
yarım saat telefon mesaj vs.
3 saat yol.
6 saat okul.
1 saat yemek.
yarım saat tavla çay falan.
5 saat ders.
alkol yok.alsancak,bornova,yalı,bostanlı yok.tiyatro-sinema yok.arkadaşlarla görüşme yok.aşk yok.televizyon yok.dünyadan haberim yok.
ne var?
bol bol karahanlı ve orhun türkçesi,her gün aynı yollar,yüzünü gördüğümde ağzını kırmak istediğim bir sürü insan,bol sinir bol stres ve bayram arkası beni bekleyen 10 cici sınav.
geçen deprem olmuş onu bile yeni öğrendim,ciddiyim.
DEDİKODU YAPACAK ZAMANIM BİLE YOK,durum bu kadar vahim.
*
bu hafta tam 4 kişi " ay senin yerinde olmak isterdim valla yaaa"dedi de.mümkünse yer değiştirelim gençler.vallaha bak.


"sen bu yazıyı okurken ben belki başka bir şehirde* çökmüş olurum."
MÜMKÜNDÜR.


(*)tabii ki manisa,ne sandın?

Kasım 07, 2010

kahveler hazır

"geçmişiyle değil geçmişinde yaşayanlara içelim mi bugün kahvelerimizi?"dedi ekin bana bu sabah.

"kafayı bulursak ;bir sebepten aramadığımız tüm insanları arayıp onların asla anlayamayacağı bir özlemi dile getirmemek için ALKOHOL RAUS"diye de ekledi.
kahvaltı yaparken bunu düşündüm.öyleydi,herkesin bir şeye zaafı varsa şayet benim de eski? dostlaraydı zaafım.
sonra ekin tekrar aradı,açtım ve "boşver düşünme"dedi aklımı okumuş gibi."sen şimdi bırak artık kahvaltı masasını git ders çalış biraz kesin hala kitabı bitirmemiş ve fişlemeye başlamamışsındır."sadece tamam deyip kapattım telefonu.

hala "çat kapı" sıfatında bir dostum var.kilometrelerce uzaktan canımın sıkkın olduğunu anlayıp çat kapı gelen- hem de sadece bir kahve bir bira vs içmek için- bir dost.

evet her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır ve evet her başarılı kadının arkasında da bir dost vardır.ve böyle bir dostum olduğu için hala şanslı sayılabilirim.

"-yani şimdi sana kızamam.kızarsam da bu haklı olduğun içindir."

Ekim 24, 2010

onun adı bundan sonra, A N K A R A

Temmuz 24, 2010

post-modern otobiyografi

Bazen bir şeyler için kafa yormanın anlamsız olduğunu düşünüyorum.ama bazen.aslında çok az zaman.bu yüzden hiçbir zaman "kafası rahat" bir insan olmadım muhtemelen de olamayacağım.Sürekli birilerine bir şeyler anlatmaya çalışıyorum,olmuyor.Bir şeylere inanmaya çalışıyorum,olmuyor.güvene karşı duyduğum güvensizlikten olsa gerek bunu göstermeye çalışıyorum herkese.bi tutsa diyorum,her şey çözülecek.kafa yorup da cevabını bulamadığım her şey bir anda düzelecek.ama her başarısız denemenin ardından içimde biriken o kat kat hayal kırıklıkları gün geliyor böyle istemeden dışarı atıyor kendini.bu yüzden de çok insan kaybediyorum.bir kısmını ben kovuyorum bir kısmı sessiz sedasız bırakıp gidiyor beni.tutarsız olduğum düşünülüyor,olabilir.bana göre değil.yaptığım şeyler,düşünüdüğüm,inandığım fikirler kalabalık arasında ( burada ergen triplerine girerek "farklı" diyip işi marjinalliğe vurmayacağım tabii ki) EĞRETİ duruyor.kimden bulaştı bunlar bana pek bir fikrim yok.ailemde arkadaşlarımda eskiye bu denli düşkünlüğü olan yok.kimi örnek aldım da böyle oldum ben diye çok soruyorum kendime.bulabildiğim tek cevap:BABAM..
örnek almak değil aksine , inat için onun savunduğu her şeyin tam tersine inandım galiba.değer yargılarım,siyasi görüşüm,ilgilerim...ortak paydada buluştuğumuz tek şey Beşiktaş sanırım.15 yılın hatırına o da olsun artık...
annem mesela,o kadar farklı şeylerden hoşlanıyoruz ki bazen ben bile bu denli farklılığa şaşıp kalıyorum.bu da inat mı bilmiyorum.
okuduğum bölüm,hayatımı adamanın kapısından döndüğüm tiyatro bize aslında çok uzak şeyler.kimden öğrendim ben bunları?Anadolu'yu karış karış gezmek isterken,bu topraklarda oluşmuş tüm kültüleri,konuşulan tüm dilleri öğrenmek isterken kütük memleketim Isparta'dan tiksinmemin sebebi de inat sanırım.
sonra arkadaşlarım.ya hiç umursamadım ya da çok düştüm üstlerine kabul ediyorum.ama kötü bir niyetim yoktu.
ve aşklarım.onlar bu yazıda bile değer taşımayacak kadar başarısızlar.(nokta)
Bir gerçek var; tanımadıklarım tanıdıklarımdan daha çok ilgimi çekiyor.ama kimse buna alışkın olmadığı için yine yadırganıyorum.buna da alışıyorum sonra...
ama yine de akranlarımdan çoğu kez tiksiniyorum.tek tip oldukları için.zaten onlar bu yüzden çok mutlu.bu tek tiplik benim canımı fena halde sıkıyor.halbuki modaya uysam,lükse düşkün olsam,herkesin gittiği cafelere gidip,herkesin gittiği barlarda eğlensem,dostluklarımda sığ,aşklarımda huysuz ve şımarık olsam yani KIZ GİBİ olsam bu sorunların hiç biri olmazdı.
üzgünüm,şikayetçiyim-haddim olmayarak-
Başka bir dünya mümkün diyorlar,doğru mu ?
sanmam.ben her insanın bile farklı bir dünya olduğuna inanıyordum ama nafile.ne demiş behçet aysan ;
"YOK BAŞKA BİR CEHENNEM YAŞIYORSUNUZ İŞTE!"
ne yazık ki...
e bitti.

Haziran 17, 2010

tekerrür

Ben en son aşık olduğumda takvim ağustos 2008deydi.
aslında gidemem,ama gittiğimde eylül 2008di.
eylül 2008 de yeniden doğdum,nefes aldım.bir kuşun kanadında gibiydim o zamanlar.herkes güzel,her yer mutluluk ve ben hep sevgiydim.
eylül 2008 de inanmıştım.en son değil,bilirsiniz ben hep inanırım.ama o zaman gözlerim kapalıydı.kesseler kolumu acımazdı.
ekim 2008 de "hayat ilk defa bana hayat be!" dedim ilk ve son defa.
kasım 2008de bir devin çöküşünü izledim kendimde.
aralık 2008 artık bir ölünün kalp atışlarını gösteren cihaz gibiydim.sabit bir ses ve dümdüz bir çizgi gibi.
ben dönüp dönüp aynı adama tekrar aşık olurum.ya da hatıralarıma.belki artık adımı bile hatırlamayan insanları dost bilirim kendime.yine öyle bir dönemdeyim.ne kadar zor bilemezsiniz.
ben 2008 de 2 kez doğdum ve 2 kez öldüm.
endişeye gerek yok.büyüdüm artık.bu yüzden susabiliyorum

Haziran 16, 2010

ayine-i ahval

SICAK.
bu havalar beni küfüre zorluyor.
SICAK.
SIC.
sic.
hassic.

**

açıklansın artık finaller.
bitsin hemen büt.ler
geçsin sıcaklar.
havalar soğusun.
turkcell süper lig artık başlasın.
sonra alayına trivela!
(hoşgeldin cigano)

Mayıs 15, 2010

aslında alakasız değil.

nereden geldi de girdi aklıma diye düşündüğüm bir şey var aklımda şu an.
ondan önce bugün televizyonda çeşitli kanallarda "....'a/e duyarlı olalım." cümlesi kuruldu.saçma.ben kaybettiğim her şeyi duyarlılıktan kaybettim zaten.duyarlılık insanı sinir hastası ediyor çünkü.ciddiyim.hele ki bu ülkede duyarlı olduğun her konu -zaten tatsız da olduğu için- sana hava-yol-sinir olarak geri dönüyor.sadece siyaset değil canım.her türlü olay.günlük ilişkiler arkadaşlar aşklar toplumsal sorunlar aile yapısı gibi gibi.her türlü şey.duyarsız olucaksın arkadaşım.evet.sağlığın için,kendin için.sonra her sorun senin sorunun oluyor.bu da bir ömür böyle devam ediyor.HER NEYSE.
Ne diyordum ? bir şey var aklımda.şey veya kişi.sen bu değilsin diyorum ona. geriye pek de söylenecek bir şey olmuyor.öylece kalıyor işte.

Nisan 28, 2010

baharkapıyıçalar

"Geldi bahar ayları gevşedi gönül yayları"diyor ya sürekli yasmin; gerçekten de öyle oldu galiba..
doğumgünüm,ardından 1 mayıs sonra bahar şenlikleri falan en azından mayıs güzel geçecek,içim rahat :)
1 tek belirsizlik var ; gitsem mi kalsam mı kalsam mı gitsem mi ? gitsem..GİTSEM ?

Mart 28, 2010

CUK (1)

Beşiktaş-fenerbahçe rekabeti için ;

--Böyle bir rekabet yok,Beşiktaş'lı kardeşlerimizin kendine rakip yaratma ya da düşman yaratma çabasının renksiz hayal kırıklığı.

Beşiktaş'ın rakibi için BKZ: bursaspor


--Böyle bir rekabet yoktur.fenerbahçeli kardeşlerimizin kendilerini Beşiktaş'a eş görme çabalarının renkli hayal alemleri.

fenerbahçenin rakibi için BKZ: Pendikspor

(ekşisözlük'ten alıntıdır)

Ocak 24, 2010

...


tek elin nesi var?
TEKEL'İN SESİ VAR.

yalnız değilsiniz..