Ekim 22, 2011

Derûn

"Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada " NEDİM

Ey İstanbul! Senin nasıl bir ışığın nasıl bir güneşin var? Nasıl kavrayıp kollarınla bir öğretmen edasıyla nakşettiğin öğütlerin var?
Senin sokakların hep unutulmaz,saatlerin durmaz, insanların düzenbaz...
Ne çıkarsan da karşımıza hep sana gelmek istemek,acıyı bile sende çekmek;zihindeki bu ses hiç mi susmaz?
Ey İstanbul!Gördüğüm herşey gerçek.Her tat her yasak gerçek.
Bu başıboş gezen düşünceler,teşekkül ettiğinde sende,
yarı yarıya doğrulduğumuzda,
yine de umutsuzluğa kapılmayıp derin bir nefes alır mıyız?
Herşeyin bittiği yer olma,
böyle kalma sen hatıralarımda.

Ey İstanbul, Sesimi duy isterdim.

Geleceğiz demiştik;geliyoruz.

hem
olsun.
ne olacaksa olsun.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Yetiyor bazen onu kaçamak bakışlarla izlemek Aynı kordorun havasını teneffüs etmek Görmediğim bir gün bile elemli En sevdiğim bir tatlı tebessümü ile açılan gamzesi Barney Stinsonun da dediği gibi sen yoksan o gün hiç iyi gelmiyor Okynanusun en dibinde parlayan inci tanesi gibiydi gözleri Ben neler söylüyorum hasta mıyım yoksa şairin dediği gibi derdimin dermanı ne doktor ne merhem EBRU UCAR hayat gerçekten sadece seninle güzel...